First Time/ Di Yi Ci

Bugün güzel bir Çin filminden kısaca bahsedeceğim. Konusu biraz klişe olsa da sevmemin nedeni herşeyin yerli yerine oturması ucu açıkta hiç bir yok. Tabi bunun için son saniyesine kadar izleyin:)

Konusu:
22 yaşındaki Shiqiao annesi Zheng Quing ile birlikte yaşamaktadır. Bir balerin olmak isteyen Shiqiao kas zayıflığı hastalığına sahiptir. Tedavisi hafıza kayıplarına yol açmaktadır. Bir gün bir fuarda her zaman hoşlandığı eski okul arkadaşı Gong Ning ile karşılaşır. Shiqiao'nun annesinin itirazlarına rağmen, ikili çıkmaya başlar. Gong Ning rock grubuna daha fazla zaman ayırmak için üniversiteden ayrılmıştır. Eski kız arkadaşı ise ondan hayatına odaklanamadığı için ayrılmıştır. Ancak Shiqiao için Gong Ning mükemmel sevgilidir.



Yorumlara gelirsek:
Dediğim gibi konusu biraz klişe ama gerek oyunculukları gerekse işleyişleri çok güzeldi. tabi müzikleri ve karikatürleri unutmamak gerekir. Konusunu kısaca özetlemek gerekirse hafızası zayıf diye kızı kandırmaya çalışanlar ve sonrasında olanlar diyebilirim. Hem eğlendiren hem de sonunu tahmin ettiğim halde ağlatan bir filmdi diyebilirim. neyse bu kadar çene yeter tavsiye edilir ve herkese sevgiler:)

18 vs 29

Herkese selam:) Tamam kabul ediyorum yazma işini birazcık astım ama nedeni belli: okullar açıldı:( Gerçi daha gitmedim ama asma nedenim bu nasılını sormayın :D Neyse yine çenem düşmeden başlasam iyi olacak:) Bugün biraz eski ama güzel bir dizi anlatacağım. İşte başlıyorum:

Konusu:
Yoo Hye Chan 29 yaşındadır.Kocasıyla şiddetli tartışmasından sonra mahkemeye boşanma davası açmak için giderken arabasıyla bir kamyona çarpar. Geçirdiği kazadan sonra aklen 18 yaşına döner.Esas kızımız hafızasını ve kocası Sang young ile ilişkisini düzeltirken neşeli ve dokunaklı anılarına da gidecektir. Kang Sang Young'la aynı dizide rol alan ve ona aşık Shin Ji young'un araya girmesiyle işler biraz karışakcaktır.

Karakterler:
Kang Bong ya da oyuncu olduğundan beri yeni adıyla Sang Young karısıyla arasındaki yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışan ve karısına hala deli gibi aşık yakışıklı aktör
Hye Chan kaza sonucu kendini 18'inde sanan ve ona göre davranıp başta kocası olmak üzere herkesi çileden çıkaran deli dolu esas kızımız 
Shin Ji Young, Kang Bong'a aşık ve ikilinin arasını açan aktris. Kaza öncesi Hye Chan'la konuştuğundan dolayı kendini kazadan dolayı az da olsa suçlu hissediyor ama aşkından da vazgeçmiyor.
Kim Noon, canım benim ya peşinde 2 tane takıntılısı olmasına rağmen kendini 18 zanneden Hye Chan Noonasına aşık olan zeki yakışıklı öğrenci:)

Yorumlar:
Öncelikle diziyi izlerken Kang Bong'un sabrına hayran kaldığımı söylemek gerekir.Karısı ne manyaklık yaparsa yapsın, onu halden hale soksa da onun yanında kalmaya devam edişi ve kendisini terk etmesin diye yaptıkları çok şekerdi:) İşte zavallı Kang Bong'un hallerinden biri:D

Yukarıda konuda da yazdığı gibi Hye Chan'ın hafıza kaybını fırsat bilip onunla evliliklerini yoluna koymaya çalışır yalnız karısı onu hatırlamaz ve başta organ mafyasından biri bile sanır:D Kang Bong onu kendine yeniden aşık etmeye çalışır ve oyunculuk kariyerini bitirmek pahasına karısının peşinden koşar. Tabi tek koşan o değildir. Bu durumda kıskançlığı ve karısını öpünce sevinci çok şekerdi. Hye Chan'ın kocasına bir kez daha aşık oluşunu izlemek de çok güzeldi. 2005 yapımı dizi biraz eski de olsa ben izlerken çok eğlendim bu yüzden herkese tavsiye edilir şimdilik bu kadar sevgiler:)

Flower Boy Next Door

Selamlar bugünkü tanıtım flower boy next door hakkında işte başlıyorum:)

Oyuncular:

Yoon Si Yoon - Enrique
Park Shin Hye - Go Dok Mi
Kim Ji Hoon - Oh Jin Rak
Park Soo Jin - Cha Do Hwi
Kim Yoon Hye - Enrique’nin ilk aşkı
Go Kyung Pyo - Oh Dong Hoon
Kim Jung San - Han Tae Joon
Mizuta Kouki - Watanabe

Dizimizin internette baktığımda konusu:
Go Dok Mi -Park Shin Hye- kendini odasına kapatan Bayan Yalnız Kalp türünde biridir. Go Dok Mi günlerini kapı komşusu Oh Jin Rok'u -Kim Ji Hoon- izleyerek geçiriyordur. Diğer kapı komşusu Enrique Geum -Yoon Shi Yoon- tarafından Oh Jin Rok'u gözetlerken yakalanır. 
Go Dok Mi kısaca 'Şehirli Rapunzel'dir. Dışarı çıkmayı sevmez. Oh Jin Rok ise dağınık bir manhwa sanatçısıdır. Enrique Geum iyi görünümlü, şık, bohem ve futbol oynamak için yeterli olmayan, deha, yaratıcı bir yönetmendir. Go Dok Mi ile aşk yaşayacaktır.

Ama bu aslında senaristerin uyarladığı  I Watch Him Every Day adlı webtoonun konusu. Webtoona biraz baktım ama tabiki korece bilmediğim için pek anlayamadım:) Hikayenin asıl fikri olan 'Şehirli Rapunzel' buradan çıkmış olsa da dizi için bayağı farklılaştırmışlar. Fakat karakterleri çizimlere benzetmişler işte resimler:)

Evet başlayalım bakalım anlatmaya önce karakterler:)

Go Dok Mi, zaten oldum olası sessiz bir kişiliğe sahip olan esas kızımız lisede en yakın arkadaşı Cha Do Hwi ile ikisinin ilk aşkı olan edebiyat öğretmeni yüzünden Cha Do Hwi'nin hakkında dedikodu çıkarması ile iyice kendi kabuğuna çekilen ve kendini evine kapatan kitap editörüdür. Bir sonbahar günü ilk görüşte aşık olduğu yakışıklı doktorun tesadüf eseri karışı dairede oturduğunu öğrenince tek eğlencesi onu izlemek ve her gün onun yaptıklarını yapmak olur.

ilk görüşte aşk

ve tesadüf:)

Enrique Geum, 9 yaşında başka ülkeye taşınan, daha orta okuldayken dahiliği keşfedilen, kendi deyimi ile Eros'un aşk okunu atmaya Koreye gelen, herkesi güldürebilen ve devamlı gülümseyen suratı ile acılarını saklamaya çalışan, elinden düşürmediği kamerasıyla dolaşan, çok sevimli ve yaratıcı ünlü bir oyun yapımcısı.

Oh Jin Rak, muallak geçmişi yüzünden adını değiştiren, ilk görüşte aşık olduğu Dok Mi'yi korkutmamak için onu bekleyen ve izleyen koruyucu meleği ayrıca ilham perisi Dok Mi olan webtoon yazarı.

Cha Do Hwi, seçkin sosyal bir internetten alışveriş sitesinin yöneticisi olan ve Jin Rak'a kafayı fena halde takmış, Dok Mi'ye kazık atan ve arkadaşlıklarını düzeltmek istediğini iddia etse de asıl amacı Jin Rak'la arasını yapmak olan lise arkadaşı.

Oh Dong Hoon, Jin Rak'ın webtoon asistanı aynı zamanda model olmak isteyen çapkın ve beleşçi yakın arkadaşı

Watanabe Ryu, kore yemek kültürünü öğrenmeye gelen ve apartman sakinlerine yemek dersi veren japon komşuları

Devamı SPOİLER içerir benden uyarması:)

Hikayemiz kızımız hayatından memnun mutlu mesut yaşarken:

Go Dok Mi'nin platonik aşkı Han Tae Joon'un evine kuzeni Enrique'nin 1 aylık ziyaretiyle kabuğundan dışarı çıkmaya başlamasını anlatıyor. İşte bölümlerden resimlerle hikayemizin gidişatı:

İkilinin ilk karşılaşmaları:)

Sonrasında kızımız günlük hayatına ve gözlemlerine devam ederken tabi Enrique'ye yakalanır:)

Ve tabi ki ortalık fena karışır:)

her zamanki gibi kurtarıcı meleği onu kurtarır, korur ve küçük notlarına devam eder:)

Enrique sessiz kalsa da Go Dok Mi'yi anlar:D

Ve onu kabuğundan çıkarmak adına hayatına ve biraz zorlamayla evine dalar. Tabi bu durumda Jin Rak'ın hali:)

İspanya'ya geri dönmesi gerekmesine rağmen Enrique Go Dok Mi'ye olan aşırı ilgisini fark etmeden onu korumak adına Jin Rak'la kapışır:D

sebebini bilmeden onu düşünmeye ve gidişini ertelemeye çalışır:)

sebebini bulduğunda ise :

Evet yayınlanması devam ettiği için bu kadar yeter:) Hepsini de anlatmayayım artık sevgiler:)

Fondart Garden

Selamlar bugün ilk Tayvan dizimi anlatacağım. Çok kore biraz da japon dizisi izledim ama daha önce hiç Tayvan dizisi izlememiştim. Gerçi koreli oyuncu da olduğu için tamamen tayvan dizisi sayılmaz ama nese genel olarak beğendiğimi söyleyebilirim. Yine genel bir tanıtım yaparsak:

Fotosunu da dizimizin başındaki tanıtımı da çok şeker buldum onu da unutmayayım:) özellikle de kıskanan senyorun yüzüğü yediği kısmını pas geçmemek gerekir:)

Karakterlerin tanıtımına başlarsak: 
Zheng Mi En (Jian Man Shu) babasını kaybettikten sonra onun yadigarı pastahaneyi ondan öğrendikleriyle tek başına işletmeye çalışan ve en büyük tutkusu yememesine rağmen pasta yapmak olan nazik, yumuşak kalpli ve utangaç esas kızımız.
Esas oğlumuza gelirsek Pu Xi Huan (Park Jung Min), CNR şirketi ( tesadüfe bakın ki Park Jung Min'in eski yapım şirketinin adıyla aynı!) sahibinin  şımarık, aklı havada, babasının ve büyükannesinin varislik baskısından kaçmak isteyen varisidir. Babası zorla evlendirmeye kalkınca Tayvan'a kaçar. Orada Mi En sağ olsun kafasına yediği tava sonucu hafızasını kaybeder ve Mi En'ın kafesinde yaşamaya başlar. Açıkçası pek suçlayamıyorum onu aşağıdaki fotorafdaki durumdan dolayı bende olsam hızla kaçardım oradan:)

Diğer karakterlere gelirsek:
Chen Ai Lin, büyük bir pasta şirketi sahibinin pasta yapamayan ve bunu herkesten en yakın arkadaşı Mi En'in her seferinde onu kurtarmasıyla gizleyen biricik kızı. Ayrıca Yan Han Xiang'a takıntılı bir şekilde delice aşıktır ve onun kendisini sevmesi için yapamayacağı şey yoktur.
Yan Han Xiang, büyükannesi onaylamadığı için CNR başkanının herkesten sakladığı gayri meşru çocuğudur. Pu Xi Huan ne kadar sorumsuz ve şirketle ilgisizse onun aksine Han Xiang çok çalışkan ve şirketteki konumu için yapamayacağı hiç bir şey olmayan hırslı biridir.
Konumuza gelirsek: 
Hikayemiz ünlü pastacı Ai Lin'in katılması zorunlu olan CNR şirketinin düzenlediği pasta yarışmasına her zamanki gibi ona yardım etmek amacıyla onun yerine Mi En'nin katılması ile başlıyor. Tabi yarışmayı Mi En kazanıyor ama bu ufak değişiklik yüzünden fena karışıyor... Bu arada Ai Lin devamlı alışveriş yapmaktan başka bir şey yapmazken Mi En'nin tek başına gittiği restoranda masa kalmaz ve tesadüf eseri masasını  Ai Lin'in biricik senyor'u Han Xiang'la paylaşmak zorunda kalır tabi onun kim olduğunu bilmeden. O sırada Ai Lin ile telefonda konuşan Mi En karşısındakinin onu anladığından bi haber onun ne kadar yakışıklı olduğunu anlatmaktadır:) Bunun üzerine Korece bilen Ai Lin ona telefonda ona bir kaç kelime öğreteceğim diyip kandırarak "Oppa saranghae" demesini söyler. Tabiki manasını bilmeden söyleyince..:D

Tanışmaları biraz rezilce olsa da Mi En, Han Xiang'a aşık olur. Tek amacı babasının onu oğlu olarak benimsemesi olan Han Xiang şirketteki yeri için pastacılar kralının kızı Ai Lin sandığı Mi En'e yaklaşır. Ama ava giderken avlanır ve Mi En'e gerçekten aşık olmaya başlar. Tabi gerçekler ortaya çıkınca işler değişir.
Açıkçası Xi Huan ne kadar tatlı olsa da ikisini birbirine çok yakıştırmıştım ve ikilinin sahnelerini de çok beğendim. Kader kısmet artık:)

Mi En'i kötü adamlardan kurtaran Han Xiang utanmasın diye atkısını yüzüne sarar tabi insanlar bakınca kendisi de utanır bunun üzerine Mi En de onun yüzünü kapatır. Her ne kadar hastalıklı gibi gezseler de çok hoş bir sahneydi.
Neyse devam edecek olursak yukarıda yazdığım gibi özgürlüğünü ilan edip Tayvan'a kaçan ve Mi En'in tavasıyla yakınlaşan Pu Xi Huan ise, hafızasını kaybettiği için adını dahi hatırlamamaktadır. Bu durumda Mi En ona Han Ji (anlamı tatlı patatesmiş  ona uymuş bence cidden tatlı) adını takar. Han Ji'nin hafızası kısa süre sonra yerine gelir ama Mi En'e aşık olmaya başlar ve orada kalmaya devam edebilmek için hafızası yerine gelmemiş gibi davranır. Han Xiang'la Mi En'nin birbirini sevdiğini öğrenince yıkılsa da Mi En mutlu olduğu için aralarına girmez. Her ne kadar Mi En'i yavru köpeğe benzetse de kendisi onun çevresinde sevimli bir köpek gibi dolanır:D

Bu arada Ai Lin biricik senyor'unu Mi En'e kaptırmamak için babasının yardımıyla Han Xiang'a bir teklifte bulunur. Han Xiang da ilk başta kabul etmemek istese de babasının gözüne girebilmek için kabul eder ve ikisi Mi En'e fena kazık atarlar. Ai Lin nişan sırasında Mi En'nin burada olmasını istemediği için onu ve bütün çalışanları Hawai'ye yollamaya kalkar.Tabi Han Ji pasaportu olmadığı için dükkanda kalıp enerjiden tasaruf edecek şekilde pastahaneyi korumalı ve temizlemelidir.Mi En'den onunla kalmasını ister. Mi En kabul etmeyince ve herkes gidip yalnız kalınca küçük çocuklar gibi inadına bütün ışıkları ve fanları açar ama sonrasında üşüyünce sandalye arkasına geçmesi çok güldürdü:D

Her ne kadar bu davranışından dolayı Han Xiang'a sinir olsam da parkta yüzüğü atıyormuş gibi yapıp atamaması ne yalan söyleyeyim etkilemişti beni. Her neyse konuya geri dönecek olursak Mi En en yakın arkadaşı Ai Lin ve sevdiği Han Xiang'ın nişanlanmasıyla neye uğradığını şaşırır neyse ki Han Ji'nin devamlı yanında olmasıyla atlatır hatta o da Han Xiang'ı unutup ona aşık olmaya başlar. Tabi burada bitmiyor daha neler neler var ama hepsini yazmak olmaz dimi:) 

Dizinin son bölümündeki bir sahne bana boys over flowers'ın sonunda bir sahneyi anımsatsa da genel olarak sevdim diziyi özellikle de şarkılarını... Bu durumda en sevdiğimi paylaşmamak olmaz. Şimdilik bu kadar sevgiler:)